Ne miyim? insan olabilir miyim acaba ya da insan kişiliğine bürünmüş bir varlık... Bende tam olarak çözmüş değilim ama yaşamaya çalısıyorum bu lanet olası hayatın içinde, umutluyumdur belki ya da ümit ediyorumdur bir gün kurtuluşa ereceğimi zannetmiyorum ama olsun yine de hayallere kapılmak güzel, aslında hayal kurmak bedava ama olsun düşünmek gibisi yok bazen saçmaladığımı zannediyorum ama olsun bilim adamlarınada sacmalık demişlerdi.
Kendimi doğruya çekmeyi istiyorum ne kadar yanlış yapsam doğrular yinede kayboluyor.Hergün aynı yollardan geçiyorum aynı sokaklarda soluk alıyorum, git ve gel bin adım sokak buna tırnak dayanmaz ve de ayak.Yoruluyorum bazen patlıyorum, sıkılıyorum yapacak birşey yok, yeni yüzler yok, hep aynı terane içinde şarkımı söylüyorum, söylerkende sigara yakıyorum derin derin çekiyorum üfledikçe dumana boğuluyor dünyam. Bir dost gelir yanıma belki kafası boştur ya da zeki bir adam olur bu, konuşurum hemen hemen her konuyu; devlet meselesi, havadan sudan, karıdan kızdan, ondan bundan, mücadeleden, sanattan, geçmişten, gelecekten ve şairane bir hayattan.Çay içerim bunları yaparken herkesin bir mutlu oluş şekli vardır, ben en sade anlarda ve çöplüklerde bile mutlu olabilirim en mutlu anlarımda Şükran Ay dinleyebilirim.Nedensiz ve nasılsız yere sıkılabilirim her insanı aynı şekilde sevmem kimini az severim kimini çok değişik severim insaları.
Bazılarını da hiç sevmem ama onlarla da konuşurum. Mızıka çalarım karanlık gecelere karşı ve bir de dolunay varsa o gece daha da güzel ortam benim için gündüzleri pek sevmiyorum, çünkü sahteleşmiş insanlar yalancı yüzler hep gündüzlerde gece ise adamı bir başka hüzünlendiriyor.İnsan hayat muhasebesini o zaman yapar ve bende öyle yapıyorum.Çok iyi hesap kitap yaparım geçmişi çok iyi hatırlar hatta size 1 ay öncesinde ne yemeği yediğimi söyleyebilirim ama biraz düşündükten sonra. İleriyi düşünürüm ama geçmişte yaşarım ben eskilerin adamıyım ruhum yaşlıdır gerçi bütün ruhlar aynı anda yaratıldı herkesin ruhu yaşlı. 80'li yıllarda olmak isterdim kimi zaman ve birde Cadillac El-Dorado 'ya sahip olmak klasik müzik dinleyerek boğazı turlamak. Ağlamayı pek sevmem donuktur duygularım ama bunca yıllık hayatımda 4 kere ağlamışlığım vardır bunların biri doğarken diğerleri de yok yok söylememem sizlere. Karşımdaki insan bazen sevilmediğini zannedebilir halbuki ben seviyorumdur, dedim ya değişik seviyorum diye. İnsanlara acırım, yoksullara, güçsüzlere, aciz düşmüşlere bazen de çok acımasız olabilirim binlerce kişiyi kurşuna dizebilirim bir anda. Çok sinirli biri olabilirim saniyeler içinde 0 rh+ kan grubuna sahibim öyle kolay kolay pek bulunmaz kimsem yoksa belkide ölebilirim.
Söz vermeyi pek sevmem ama söz veren adam sözünden dönerse onu da sevmem. Kitap okurum saatlerce kitap bile olabilirim kitabı yaşayabilirim ama bu aralar okumuyorum nedense. Küçükken hızlı müzikler severdim şimdilerde ise klasik yabancı müzik ve nostalji müzik dinliyorum dedim ya ben eskilerin adamıyım. Türk sineması asıl filmler onlardır bana göre öyle neymiş gora komutan logard, polat alemdar falan sevmem öylelerini hiç haz etmemde. Düzenden hiç hoşlanmıyorum mesela, memuru sınav sorularını çalar, basketbolcusu aç gözlülük yapar, hakemleri ibne çıkar, fatmagülü suçlu olur, kızları kendini beğenmiş olur, polisi rüşvet yer, müdürü kayıt parası altında aile sömürür, döner sermayesinin döneri hiç bitmez, kemali oy veremez, öğrencisi istediği yerde okuyamaz daha nelerde neler. Acayip çok sigara içerim severim sigara içmeyi belkide çok sıkıldığımdandır. Yeşil rengi çok severim huzur verir bana.
Ruhumda isyancı bir hava vardır çok güzel inat ederim alacağımı en güzel şekilde tahsil ederim nereden karlı çıkarsam orayı isterim ama çokta fedakar birisiyim en güzeli Rize'liyim. Bilinçaltına şiirler yazarım ama parnasizmi daha çok severim. Arada sırada şehir dışına çıktığım olur bu bazen bir iş, bazen bir gezi, bazende tamamen makara kukara. Enteresan küfürlerim vardır her yerde söylemem küfür etmeyi de pek sevmem ama ettiğim zamanda çok sanatlı bir söyleyişle söylerim. Kaldırımda yürümekten hoşlanmam ama yürürüm yolları daha çok severim hem karşıma pek kimse çıkmıyor yolda yürürken. Kalabalık mı hiç sevmem daralarım insanların içinde.
Ellerim çok sıcaktır benim ama çok üşürüm yazın bile evde çorap ve terlik giyerim titiz adamım ben. İstanbulu pek sevmem çok kalabalık diye ama her yeri ayrı bir güzel. Evde çok fazla duramam dışarıya atmak isterim kendimi sokaklar beni bekler yollar yolumu gözler. Çok vefalı dostlarım vardır arada sırada ararlar beni adam bildiğimiz insanlarda karıya kıza hıyarın birine satar bizi. Ben alınmam böyle şeylere herkesin tercihi kendine tüm görüşlere saygım vardır ama bazı şeylere de karşı dururum. İnsanları kayırmam, ayırmam, insan insandır gözyaşı ve ıslak hamur, birazda çamurdan ve kandandır. Şatafatı sevmem, nedir öyle göster düşmana al geri misali. Gece uyumadan önce çok şey düşünürüm seni,beni, hayatımı, ülkemi, hatta süperman ve fred çakmaktaşı bile. Karma karışık, sarmaşık gibiyimdir düşüncelerimi ve beni kimsecikler okşayamaz böyle olunca da kimse kabullenmez beni hayatında olsun alıştım birşeylerin yokluğuna hem küçükken kara lastik giyerdik köyde sanki hiç yokluk çekmedik köyden geldim ben bu şehire her türlü insan gördüm belkide...
Kendimi doğruya çekmeyi istiyorum ne kadar yanlış yapsam doğrular yinede kayboluyor.Hergün aynı yollardan geçiyorum aynı sokaklarda soluk alıyorum, git ve gel bin adım sokak buna tırnak dayanmaz ve de ayak.Yoruluyorum bazen patlıyorum, sıkılıyorum yapacak birşey yok, yeni yüzler yok, hep aynı terane içinde şarkımı söylüyorum, söylerkende sigara yakıyorum derin derin çekiyorum üfledikçe dumana boğuluyor dünyam. Bir dost gelir yanıma belki kafası boştur ya da zeki bir adam olur bu, konuşurum hemen hemen her konuyu; devlet meselesi, havadan sudan, karıdan kızdan, ondan bundan, mücadeleden, sanattan, geçmişten, gelecekten ve şairane bir hayattan.Çay içerim bunları yaparken herkesin bir mutlu oluş şekli vardır, ben en sade anlarda ve çöplüklerde bile mutlu olabilirim en mutlu anlarımda Şükran Ay dinleyebilirim.Nedensiz ve nasılsız yere sıkılabilirim her insanı aynı şekilde sevmem kimini az severim kimini çok değişik severim insaları.
Bazılarını da hiç sevmem ama onlarla da konuşurum. Mızıka çalarım karanlık gecelere karşı ve bir de dolunay varsa o gece daha da güzel ortam benim için gündüzleri pek sevmiyorum, çünkü sahteleşmiş insanlar yalancı yüzler hep gündüzlerde gece ise adamı bir başka hüzünlendiriyor.İnsan hayat muhasebesini o zaman yapar ve bende öyle yapıyorum.Çok iyi hesap kitap yaparım geçmişi çok iyi hatırlar hatta size 1 ay öncesinde ne yemeği yediğimi söyleyebilirim ama biraz düşündükten sonra. İleriyi düşünürüm ama geçmişte yaşarım ben eskilerin adamıyım ruhum yaşlıdır gerçi bütün ruhlar aynı anda yaratıldı herkesin ruhu yaşlı. 80'li yıllarda olmak isterdim kimi zaman ve birde Cadillac El-Dorado 'ya sahip olmak klasik müzik dinleyerek boğazı turlamak. Ağlamayı pek sevmem donuktur duygularım ama bunca yıllık hayatımda 4 kere ağlamışlığım vardır bunların biri doğarken diğerleri de yok yok söylememem sizlere. Karşımdaki insan bazen sevilmediğini zannedebilir halbuki ben seviyorumdur, dedim ya değişik seviyorum diye. İnsanlara acırım, yoksullara, güçsüzlere, aciz düşmüşlere bazen de çok acımasız olabilirim binlerce kişiyi kurşuna dizebilirim bir anda. Çok sinirli biri olabilirim saniyeler içinde 0 rh+ kan grubuna sahibim öyle kolay kolay pek bulunmaz kimsem yoksa belkide ölebilirim.
Söz vermeyi pek sevmem ama söz veren adam sözünden dönerse onu da sevmem. Kitap okurum saatlerce kitap bile olabilirim kitabı yaşayabilirim ama bu aralar okumuyorum nedense. Küçükken hızlı müzikler severdim şimdilerde ise klasik yabancı müzik ve nostalji müzik dinliyorum dedim ya ben eskilerin adamıyım. Türk sineması asıl filmler onlardır bana göre öyle neymiş gora komutan logard, polat alemdar falan sevmem öylelerini hiç haz etmemde. Düzenden hiç hoşlanmıyorum mesela, memuru sınav sorularını çalar, basketbolcusu aç gözlülük yapar, hakemleri ibne çıkar, fatmagülü suçlu olur, kızları kendini beğenmiş olur, polisi rüşvet yer, müdürü kayıt parası altında aile sömürür, döner sermayesinin döneri hiç bitmez, kemali oy veremez, öğrencisi istediği yerde okuyamaz daha nelerde neler. Acayip çok sigara içerim severim sigara içmeyi belkide çok sıkıldığımdandır. Yeşil rengi çok severim huzur verir bana.
Ruhumda isyancı bir hava vardır çok güzel inat ederim alacağımı en güzel şekilde tahsil ederim nereden karlı çıkarsam orayı isterim ama çokta fedakar birisiyim en güzeli Rize'liyim. Bilinçaltına şiirler yazarım ama parnasizmi daha çok severim. Arada sırada şehir dışına çıktığım olur bu bazen bir iş, bazen bir gezi, bazende tamamen makara kukara. Enteresan küfürlerim vardır her yerde söylemem küfür etmeyi de pek sevmem ama ettiğim zamanda çok sanatlı bir söyleyişle söylerim. Kaldırımda yürümekten hoşlanmam ama yürürüm yolları daha çok severim hem karşıma pek kimse çıkmıyor yolda yürürken. Kalabalık mı hiç sevmem daralarım insanların içinde.
Ellerim çok sıcaktır benim ama çok üşürüm yazın bile evde çorap ve terlik giyerim titiz adamım ben. İstanbulu pek sevmem çok kalabalık diye ama her yeri ayrı bir güzel. Evde çok fazla duramam dışarıya atmak isterim kendimi sokaklar beni bekler yollar yolumu gözler. Çok vefalı dostlarım vardır arada sırada ararlar beni adam bildiğimiz insanlarda karıya kıza hıyarın birine satar bizi. Ben alınmam böyle şeylere herkesin tercihi kendine tüm görüşlere saygım vardır ama bazı şeylere de karşı dururum. İnsanları kayırmam, ayırmam, insan insandır gözyaşı ve ıslak hamur, birazda çamurdan ve kandandır. Şatafatı sevmem, nedir öyle göster düşmana al geri misali. Gece uyumadan önce çok şey düşünürüm seni,beni, hayatımı, ülkemi, hatta süperman ve fred çakmaktaşı bile. Karma karışık, sarmaşık gibiyimdir düşüncelerimi ve beni kimsecikler okşayamaz böyle olunca da kimse kabullenmez beni hayatında olsun alıştım birşeylerin yokluğuna hem küçükken kara lastik giyerdik köyde sanki hiç yokluk çekmedik köyden geldim ben bu şehire her türlü insan gördüm belkide...
Etiketler:
Alıntı Yazılar